EKONOMI POLITIK

Enerji - Petrol
Ana Sayfa | Kitap | Piyasa Analizleri | Televizyon Programi | Altin | Avrupa Birligi | Bankacilik | Enerji - Petrol | Enflasyon | Gelir Dagilimi | Iktisat Bilimi Tartismalari | Kalkinma | Kapitalizm | Makroekonomi | Maliye | Rekabet - Marka | Tesvikler - Devlet Yardimlari | Uluslararasi Kuruluslar | Ulkeler | Kuzey Afrika ve Ortadogu | Duyurular | Önerilen Siteler | Veriler | Iletisim

 

Oğuz Demir, 28.09.2004

 

Petrol yine sınırları zorluyor!

 

Yaz başlangıcında ABD’nin Irak’ta yaşadığı sorunlar ve Suudi Arabistan’daki terör tehdidi ile global ekonomide tedirginlik yaratan petrol fiyatları geçtiğimiz hafta yeniden yükselişe geçti ve pazartesi itibariyle 50,35 USD seviyesine ulaştı.

 

Özellikle OPEC içerisinde en fazla petrol ihracatı yapan en büyük 5. ülke olan Nijerya’da devam eden belirsizlikler, bölgedeki terörist grupların 1 Ekim’den itibaren petrol firmalarına saldıracaklarını duyurmaları, sendikaların ise ülkedeki petrol zammının geri alınması için hükümet üzerinde kurduğu baskının getirdiği gerginlik petrol fiyatlarının yükselmesinin temel nedeni olarak gösteriliyor.

 

Diğer yandan ABD’nin petrol rezervlerindeki gerileme de fiyatların yükselmesinin bir diğer nedeni olarak gösteriliyor.

 

Daha önce 49,40 USD sınırına ulaşan ancak 50 USD direncini aşamayan fiyatlar; bu kez 50,35 USD fiyata ulaştı. Bu fiyatlar ise New York Borsası’nda son 21 yılın en yüksek fiyatları olarak göze çarpıyor.

 

Petrol fiyatlarının yükselişinin ardından ABD yönetimi ham petrol fiyatlarının gevşemesi için Stratejik Petrol Rezervlerini devreye sokmayacağını söylemesi ise petrol fiyatlarının bir süre daha yükseleceğini ortaya koymakta. Morgan Stanley Yatırım Bankası analistleri ise petrol fiyatlarının 61 USD’ye kadar yükselebileceğini belirtiyorlar. 

 

Diğer yandan geçtiğimiz aylarda fiyatların yükselişine karşın OPEC’in ekstra üretime geçmiş olması ve şu anda 25 yıllık trendde en yüksek üretim seviyesi olan ve eylül ayında 30,5 milyon varile ulaşan üretimin bir süre daha artırılmasının zor göründüğü de petrol uzmanları tarafından vurgulanıyor.

 

Petrol fiyatlarının yükselişi ile birlikte petrol ithalatına bağımlı ülkelerin para birimlerinde özellikle Japon Yen’inde dolara karşı değer kaybı yaşanırken, uluslar arası piyasalar da gelişmelerden olumsuz etkilendi.

 

Yüksek fiyatlar borsaları olumsuz etkiledi

 

İşlem hacmi bakımından dünyanın en büyük borsası konumunda olan New York'ta endeksler kapanışta geriledi. Dow Jones Endeksi 6 hafta aradan sonra ilk kez psikolojik sınır olan 10,000 puanın altına inerek 9,988 puana düştü.

 

Londra Borsası'nda FTSE Endeksi, sabahleyin 8.1 puan azalarak 4,533.1 puan ile 3 haftanın en düşük değerine indi. Yatırımcılar özellikle petrol fiyatlarında görülen artışın akaryakıt fiyatları ile ham madde fiyatlarının yükselmesine neden olmasından endişe ediyorlar. Yüksek düzeyde seyreden petrol fiyatlarının aralarında Japonya Havayolları, Honda Motor şirketlerinin de olduğu bazı şirketlerin gelirlerini olumsuz yönde etkileyeceği belirtiliyor. Petrol fiyatlarının uzun süreli olarak 50 doların üzerinde olmasının şirketlerin gelirlerinde aşağı yönlü baskı yaratacak olması nedeniyle piyasanın en büyük endişesi olduğu ifade ediliyor.

 

Türkiye nasıl etkilenecek?

 

1990'lı yıllara kıyasla petrol reel anlamda bugün en az 2 misli daha pahalı duruma ulaştı. Bu seviyedeki fiyatlar ve bu durumun sürekliliği kriz nedeni olmasa da dünya ekonomisini ve Türkiye piyasalarını ister istemez etkileyecektir.


Petrol fiyatlarındaki yükseliş elbette Türkiye açısından iyi bir gelişme değil. Bir kere cari açıktaki hızlı yükselişle aynı zamana rastlıyor. 50 dolar civarındaki bir fiyat yıl sonuna kadar geçerli olursa Türkiye'nin 2004 yılı ham petrol ithalat 7,5 milyar dolara yaklaşıyor. Bu da 2003 yılına kıyasla 3 milyar dolarlık daha yüksek bir fatura anlamına geliyor. Daha önce halka oldukça az yansıyan petrol faturasının hükümet tarafından bu kez halka ne kadar yansıyacağı hepimizin merak konusu olacaktır.

 

Öte yandan petrol fiyatlarındaki bu yükseliş özellikle Amerika ve Japonya gibi gelişmiş ülke ekonomilerini de olumsuz etkileyecektir. 

 

Bu anlamda sektörel bazda baktığımızda ise son dönemde Türkiye’nin en yüksek ihracat hacmine sahip sektörlerinden biri olan otomotiv sektörü, fiyatların yüksek seyretmesi durumunda olumsuz etkilenecek sektörlerin başında geliyor.

 

Finansal piyasalara baktığımızda ise durumun bu şekilde sürmesi gelişmiş ülke ekonomilerindeki büyümeyi yavaşlatacaktır. Bu ise özellikle FED'i dolar cinsi faizler konusunda çok daha temkinli olmaya iter. Bundan da Türkiye’deki bono piyasaları kazançlı çıkacaktır.


Petroldeki yükselişin en önemli etkisi piyasa psikolojisi üzerinde. Bu açıdan baktığımızda Türkiye piyasaları açısından olumsuz ama fazla abartılmaması gereken bir durum olduğu ortaya çıkıyor.