EKONOMI POLITIK

Tesvikler - Devlet Yardimlari
Ana Sayfa | Kitap | Piyasa Analizleri | Televizyon Programi | Altin | Avrupa Birligi | Bankacilik | Enerji - Petrol | Enflasyon | Gelir Dagilimi | Iktisat Bilimi Tartismalari | Kalkinma | Kapitalizm | Makroekonomi | Maliye | Rekabet - Marka | Tesvikler - Devlet Yardimlari | Uluslararasi Kuruluslar | Ulkeler | Kuzey Afrika ve Ortadogu | Duyurular | Önerilen Siteler | Veriler | Iletisim

5084 Sayılı Teşvik Yasasının Mantığı Nedir?

 

Oğuz Demir - Tügiad Proje Sorumlusu ve Onur Ozan Ekşioğlu

 

02/10/2004

 

Ülkemizde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bazı illerinde ve kalkınmada öncelikli yörelerde yeni yatırım sahalarının açılması, buralarda istihdam yaratılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve diğer bölgelere göçün önlenmesi amacıyla 4325 sayılı kanun ile çeşitli vergi teşvikleri uygulanmaktadır.

 

4325 sayılı OSB kanunu ile hedeflenen amaçlara ulaşılamaması nedeniyle 29.01.2004 tarihinde 5084 sayılı Teşvik Yasası yürürlüğe geçirilerek 2001 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü rakamlarına göre Kişi Başına Düşen Milli Gelirin (KBMG) 1.500 doların altında olduğu illere yeni bazı avantajlar getirilmiştir.

 

Avantajları nedir?

 

Bu avantajlar, dört başlık altında değerlendirilmektedir.

 

  1. Yeni istihdam edilen personelin ücretlerinden kesilen gelir vergisi stopajının alınmaması,
  2. Yeni istihdam edilen personelin sigorta primi işveren paylarının Hazine tarafından ödenmesi,
  3. Bedelsiz yatırım yeri tahsisi,
  4. Enerji desteği

 

1.     Gelir Vergisi Stopajı Desteği

 

Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan yatırımlarda istihdam edilen veya daha önce kurulmuş olan işletmelerde bu tarihten sonra işe alınan kişilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden; organize sanayi ve endüstri bölgelerinin tamamının, diğer yerlerdeki işyerlerinin % 80’inin 31.10.2008 tarihine kadar muaf tutulmasıdır.

 

2.     Sigorta Primi İşveren Paylarında Destek

 

Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan yatırımlarda istihdam edilen veya daha önce kurulmuş olan işletmelerde bu tarihten sonra işe alınan kişilerin prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için %80'i Hazinece karşılanmasıdır.

 

3.     Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi

 

En az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere; Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediyelere veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyeti bedelsiz olarak devredilebilir. İstihdam edilecek işçi sayısına, yatırımın faaliyete geçmesi tarihinden itibaren beş yıl süre ile uyulması zorunludur.

 

 

4.     Enerji Desteği

 

Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten 31.12.2008 tarihine kadar imalat sanayi, madencilik, hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, soğuk hava deposu, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanında faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak asgari on işçi çalıştıran işletmelerin elektrik enerjisi giderlerinin %20'si Hazinece karşılanır. Bu orana ondan sonraki her bir işçi için 0,5 puan eklenir.

 

Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu bulunan işletmeler için %50'yi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler için %40'ı geçemez.

 

1500 Dolar Teşviki olarak bilinen bu yeni yasa, pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Tartışılan konuların başında, teşvik için konulan temel kriterin 1.500 dolar olması gelmektedir.

               

İL            KBMG            İL            KBMG                    İL            KBMG

Kırşehir 1.488             Osmaniye     1.157               Adıyaman 918

Sinop     1.459             Düzce            1.142               Kars           886

Giresun 1.443             Çankırı           1.136               Van            859

Amasya 1.439             Siirt               1.111                 Iğdır           855

Uşak       1.436            Gümüşhane 1.075               Yozgat       852

Malatya  1.417            Ordu               1.064              Ardahan     842

Sivas      1.399            Erzurum        1.061               Hakkari      836

Tokat      1.370            Bartın             1.061               Bingöl       795

Diyarbakır 1.313         Bayburt         1.017              Bitlis           646

Afyon     1.263            Şanlıurfa        1.008              Şırnak        638

Batman  1.216            Mardin               983              Muş             578

Erzincan 1.158           Aksaray             966             Ağrı             568

 

Tablo 1 : Kişi Başına Milli Geliri (KBMG) 1.500 Doların Altında Kalan İller

 

Teşvik kapsamına giren iller bu durumdan memnun olurken; giremeyen iller yasayı beğenmemekteler.

 

Özellikle 1.506 dolar KBMG’e sahip olan Trabzon ve 1.510 dolar KBMG’e sahip olan Isparta illeri çok ince farklarla teşvik dışında kalmışlardır. Bu anlamda 6 – 10 dolarlık milli gelir farkıyla bu illerin teşvik kapsamının dışında kalması; kayıt dışılığın yüksek olduğu göz önüne alındığında bir nevi hata olarak algılanabilir.

 

Teşvik kapsamından yararlanabilecek olan illerin coğrafi dağılımı göz önüne getirildiğinde, bu yasanın getirdiği teşvikten yararlanmak isteyen Marmara kökenli firmaların Düzce’ye, Ege kökenli firmaların Uşak ve Afyon’a, İç Anadolu kökenli firmaların yine bu iller ile Çankırı, Kırşehir ve Aksaray’a yönelmeleri kaçınılmaz gözüküyor. Bu da diğer illerde var olan mevcut işletmelerin bulundukları illerde yeni yatırımlar yapmasını veya dışardan bu illere yeni yatırımlar gelmesini büyük oranda engellemektedir.

 

Adana ve çevresi Osmaniye ye yatırım yapması (240 iş adamı Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi için başvurması ) buna en büyük örnek olarak gösterilebilir.

 

Doğu ve Güneydoğu’daki illerimiz, 36 ili kapsayan yasadan Diyarbakır, Erzurum, Ardahan, Şırnak gibi illere tek yatırım başvurusu bile olmazken pazara ve hammaddeye yakın, biraz daha gelişkin ve batıdaki illere ise büyük imkan sağlanmış oldu. Rekabetin sadece uluslar arası olmadığı aynı zamanda bölgeler arasında da rekabetin olması gerekliliği göz önüne alındığında; gelir dağılımı oldukça bozulmuş olan ülkemizde yine bu yasa ile sosyal anlamdaki bozukluk bölgesini değiştirecek ancak  devam edecektir.

 

Diğer yandan illerin de yukarıdaki tespitler ışığında yasaya yaklaşımı farklılaşmaktadır. Örneğin yıllardır terör kabusu yaşayan Bingöl “acil destek ili” ilan edilmek isterken, sadece 3 fabrikası olan Iğdır bu kuruluşların teşvik kapsamına alınmasını istiyor. Erzurum kış olimpiyatları için yatırımcıları davet ederken, Muş teşvik illerinin 19’a indirilmesini istiyor. Yasanın gelişmişlik düzeyini belirleyen birçok faktörü göz önünde bulundurarak revize edilmesinde ısrar eden başkanlar, aksi halde gelişme şanslarının olmadığını belirtiyorlar.

 

Neler Hatalı Neler Yapılabilir?

 

1)    Alınan temel kriter hatalı

 

Ülkede kayıt dışı ekonominin yüksek olması DİE rakamlarının tutarlılığı konusunda sorunlar yaratmaktadır.Bu anlamda iller arasında rakamlar ve gerçek yaşamdaki durumlar hakkında tutarsızlıklar ortaya çıkmakta; GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla)  üretime göre hesaplandığı için, illerde bulunan üretim işletmeleri, bölge müdürlükleri, illerin gelir düzeyleri daha yüksek görünmektedir. Kastamonu’ da Orman İşletmeleri, Trabzon’ da bölge müdürlükleri, K.Maraş’ ta Afşin Elbistan elektrik santrali, Elazığ’daki Keban Barajı v.s. bu konuda karşımıza çıkan örneklerdir.

 

Diğer yandan Dünya Bankası tarafından da yapılan harcamaya göre bir milli gelir verisi hesaplanabilir ki bunun da yeterli olmayacağı tahmin edilmektedir. Bu anlamda DPT’nin de üzerinde çalıştığı bölgesel sosyo-ekonomik gelişmişlik indeksi kullanılması en mantıklı çözümdür. Sonuç itibari ile büyüme ekonomik bir değer olsa da; gelişmişlik, kavramı büyümeden farklı olarak eğitim, sağlık vs. gibi sosyal konuları da içermektedir.

 

İllerin gelişmişlik düzeyleri sadece harcadıkları para ile ölçülemeyeceğinden bu kriter dikkate alınmalıdır.

 

2)    Kademeli Bir Değerlendirme Yapılmalıdır

 

Yasa dolayısıyla 1499 $ gelir düzeyi olan ile 490 $ (Muş) da aynı anlam ifade etmektedir. Bu da iller arasındaki düzgün dağılımı engellemektedir.

 

Hakkari, Şırnak gibi illerle Uşak’ın bir tutulduğu eleştirisi de getiriliyor.  DPT’nin yaptığı Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik sıralamasına göre Uşak ili 30. sırada iken teşvikten yararlanamayan Tunceli’nin 52. ve Kilis’in ise 54. sırada yer alması, bu eleştirileri haklı kılacak bir unsur olarak değerlendirilebilir.

 

Osmaniye de yatırımların artması Adana ya yakın olmasında dolayıdır. Diyarbakır, Erzurum, Ardahan, Şırnak gibi illere talep gelmez iken Marmara bölgesine yakın Düzce, Ege bölgesine yakın Uşak yoğun talepler almaktadır.

 

Tabii ki sanayileşmesini tamamlamış illerde teşviğin daha olumlu sonuçlar vermesi de mümkündür. Örneğin Malatya’da 160 iş adamının teşvikten yararlanmak için başvurması gibi.

 

Bu bağlamda illerdeki belli sektörlerin teşvik edilmesi sağlanarak bir anlamda bir kümeleşme sağlanabilir, bu da bölgedeki işletmelerin ölçek ekonomisinden daha fazla yararlanması sonucunu getirebilmektedir. Bu uygulamanın sağlıklı çalışması için Sanayi Bakanlığı’nın yürüttüğü Sanayi Haritası çalışmasının hızlandırılması ve ülkemizin bir sektörel haritasının çıkarılması gerekmektedir.

 

3)    Bölgeler İtibari ile Farklı Yatırım Planları oluşturulmalıdır

 

Doğu bölgelerinin yatırımda öncelik sağlanırken sadece sanayi bir yatırım dalı olarak düşünülmemeli ve farklı bölgelerde farklı konularda teşvikler verilerek gerçek anlamda bir yatırım stratejisi izlenmeli.

 

Her ne kadar yatırım teşviki ile bölgesel kalkınmışlık farkı önlenmek istenmekteyse de Batı Bölgelerinin gerek pazarlara (Avrupa), ulaşım, hammadde gibi konular da avantajları sürmektedir. Bu anlamda yatırım çeşitlendirilmesi yapılmalı ve yatırım sadece sanayi tipi olması zorunluluğu olmadığının anlaşılması gerekmektedir. İllerin gelişmişlik düzeylerine göre kademeli bir geçişi öngören, ayrıca kapsama giren illerin yöresel özellikleri ve altyapıları da dikkate alınarak sektörel küresel rekabete ve ihtisaslaşmaya öncelik veren yatırım teşvik sistemleri uygulanmalı. Bu amaçla da Turizm (Erzurum, Kars), Hayvancılık (Ardahan) Organik Tarım, v.b.g. farklı alanlarda yatırım teşviki verilmeli.

 

Bu noktada teşvikten yararlanacak illerin rekabet avantajı sahibi olduğu alanların tespitinde mutlaka yerel sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve iş dünyasının fikirleri de alınmalıdır.

 

4)    İşletme Büyüklüklerine Göre Farklı Teşvikler Verilmeli

 

Yasada ki en önemli eksikliklerden biride işletme büyüklüklerine göre teşviklerin farklılaştırılmamış olmasıdır. Bu konu ile alakalı olarak firmalara farklı kıstaslara göre (istihdam edilen kişi sayısı, üretim miktarı, pazar payı, ihracat oranları, gibi) farklılaştırmalar sağlanabilir. Bu şekilde yatırımlar verimliliklerine göre de ödüllendirilebilir. Bu sayede de Turkiye yatırım mezarlığı olmaktan bir nebzede olsa kurtarılabilir.

 

 

5) 2008 Yılı kısa bir süredir

 

Bir yatırımın başa baş noktasına ulaşması ve kar elde etmeye başlaması uzun soluklu bir süreçtir. Bu noktada 2008 den uzun süreli bir teşvik daha avantajlı olacaktır. Bu istikrar ve yabancı yatırımcıya çekici bir alan oluşturulabilmesi için şarttır. Örneğin İrlanda’da yasa ile kurumlar vergisi oranı, 20 yıl boyunca %12 olarak belirlenmiştir.

 

Bu nedenle 5 yıl olarak belirlenen teşvik süresi uzatılmalıdır. Bu noktada 10 yıllık süreç en uygunu görünmektedir.