Degerli Hocalarim ve Degerli Uyeler,
Baska bir grupta iktisatin teknik bir disiplin olup olmadigindan yola
cikarak iktisatin
pozitif bilime mi yoksa sosyal bilime mi daha yakin
olduguna dek uzanan bir tartisma surmektedir. Cok degisik goruslerin
bulundugu bu tartismaya ben de asagidaki yazimla katildim. Yazim ve bu
konudaki yorumlarinizi belirtirseniz cok sevinirim.
Merhaba,
Iktisat cikis itibariyle sosyal bilimdir ve oyle kalacaktir. Diger
bircok sosyal
bilimde oldugu gibi elbette iktisatta da matematikten,
istatistikten yararlanılacaktır. Iktisati pozitif bilim
gibi
gosterme cabasi, insanlar uzerinde iktisat kuramlarinin kesin (ya da
aksi ispatlanana kadar gecerli) oldugu etkisini
yaratma isteginden
kaynaklanmaktadir. Aslinda, bu cabayi sadece neoiktisat okuluna maletmek
haksizlik olur. Iktisat
tarihine baktigimizda, 18. yuzyilda ortaya cikan
Fizyokratlar, doga duzenini (Fransizcasi ordre naturel) kendilerine
temel
olarak almislardir. Zaten, fizyokrasi de doga yasasi, doga duzeni
anlamina gelmektedir. Cogunlugu Fransiz olan bu okulun
oncusu ve en
onemli kisisi Francois Quesnay'dir. Bir tip doktoru olan Quesnay, 60
yasindan sonra iktisatla ciddi anlamda
ilgilenmeye baslamis ve bu alanda
eserler vermeye baslamistir.
Quesnay, toplumsal refahin ve zenginligin tek kaynaginin tarim oldugunu
ispatlamaya
calisti (neden? cunku, o donem Fransa'da sanayi gelismemis,
ekonomisi tarima dayaniyor). Bu amacla, meshur Tableau Economique'i
(Iktisadi Tablo) yapti. Bu tabloda, uretken sinifin sadece ciftciler
olabilecegini one surer. Tablonun detayina girmeyecegim,
burada
belirtmek istedigim, Quesnay'in tabloyu aciklarken birakin matematigi,
tip biliminden bile yararlanmasidir.
Toplum icindeki sermayenin
dolasimini kan dolasimina benzetir.
Daha sonralari Marx'in ekonomik felsefesinin temelini olusturan
artikurun kavramini
da ilk olarak Fizyokratlar eserlerinde tanimlamis ve
kullanmislardir.
Sonuc olarak, Fizyokratlar ulkelerin doga yasalari cercevesinde
yonetilmesi gerektigini
dusunuyorlar; bu nedenle de insanlar arasindaki
servet ve bolusum esitsizliklerinin "dogal" oldugunu belirtiyorlardi.
Tabii, buna kimse karsi cikamazdi; cunku, olmasi gereken buydu.
Bugun, neoliberal iktisadin yaptigi da pek farkli degil. Karmasik bircok
modelle
ve matematigi en ileri derecede kullanarak iktisada "pozitif
bilimsellik" ozelligi katmak ve iktisadi toplumun anlayamayacagi
bir
hale getirmek istiyorlar. Oysa, iktisatta insan faktorunun goz ardi
edilmesi sonucunda kurulan modeller birer
birer gecerligini yitiriyor.
Kisacasi, iktisat bir sosyal bilimdir ve ozellikle iktisat politikalari
uygulamalari
oncelikle ideolojik esasa dayanir. Buradan ideolojiyle
yalnizca kapitalizm ya da sosyalizm gibi ideolojiler anlamlari
cikarilmamalidir. Keynezyen, Monetarist iktisatın ya da Refah
Iktisadinin prensiplerindeki farkliliklarin baslica
nedeni de
ideolojiktir ya da baska bir deyisle dusunce farkliligidir.
Saygilarimla
Murat KAYKUSUZ
Siyaset Bilimci ve Ekonomist
1 Subat 2005
http://listweb.bilkent.edu.tr/bsb/2005/Feb/0001.html